Bir Efsaneden Dersler

-
Aa
+
a
a
a

big-picture.tv'nin izniyle yayınlanmaktadır.

 

Ela Gandhi Big Picture'a büyükbabasının değerlerini anlattı

 

10 Temmuz, 2004

Barselona, İspanya

 

Büyükbabam (Mahatma Gandhi 1869-1948) Marianhill Manastırı'nı ziyaret ettiğinde rahiplerin, rahibelerin ve öğrenmek için oraya gelenlerinin hepsinin tarlalarda çalıştığını görmüştü. Onu en çok etkileyen şey, ister avluyu ister tuvaleti temizlemek ya da çiftlikte çalışmak olsun, herkesin çalışıyor olmasıydı.

 

Herkes bir araya gelip çalışıyordu. İşi kimin yapacağı konusunda bir eşitsizlik söz konusu değildi. Bugün, çok hoş olmayan tüm bu işleri, daha yoksul olanların yaptığını görüyoruz – sokakları süpürme, tuvaletleri temizleme görevi daha eğitimsizlere veriliyor. Yani, bu tür işlere en az paranın ödendiği bir iş hiyerarşisiyle karşı karşıyayız. Ne var ki bu işler hayatta kalmamız için önemli. Bir gün bu işler yapılmazsa yaşayamayız. Birilerinin temizlik yapması, çevremizi koruması lazım. Onlara bu kadar çok muhtaç olmamıza rağmen ne onlara, ne de yaptıkları işlere değer veriyoruz.

 

Gandhi bunu gördüğünde, herkesin tüm bu işleri hiç de rahatsızlık duymadan yapıyor olmasından çok etkilenmişti. Herkes sırası gelince bu işleri yapıyordu. Etkilendiği bir diğer şey de rahipler, rahibeler, kadınlar ve erkekler ya da farklı ırklar arasında hiç bir ast-üst ilişkisinin olmamasıydı. Siyahlar vardı, beyazlar vardı ve herkes aynı yemeği yiyor, aynı sofraya oturuyor, aynı tip giysiler giyiyordu. Irk, cinsiyet, renk ya da benzeri hiç bir nedenle ayrımcılık yoktu. Burası, Güney Afrika gibi ırkçı bir ülkede adeta bir vahaydı. Bundan, bu tam eşitlik durumundan çok etkilenmişti.

 

Ayrıca insanların ellerini kullanarak çalışmasının ne kadar önemli olduğunu da görmüştü. Manastır'da marangozluk, deri işleme, el işi ve elle yapılan diğer işlerle ilgili eğitim veriliyordu. Bunlar gündelik hayatta ihtiyaç duyulan şeyler olduğu için, insanlar kendilerine yetiyordu. İhtiyaçları olan yemek, giysi, ayakkabı ve benzeri her şeyi manastırda yapıyorlardı.

 

Böylece kendilerine yetiyorlar ve bunları üreten diğer insanlara ya da şehirlere bağımlı kalmıyorlardı. Bundan da çok etkilenmişti.

 

Genç bir avukat olan ve bu statüsünden pek hoşlanan, eğitimli Gandhi güzel giysilerden ve güzel görünmekten hoşlanırdı. Ama Manastır'daki bu yaşam tarzı ona hayatını değiştirmesi için ilham verdi. İşte Gandi'nin değişimi böyle oldu. O'nun elbiseli resimlerini görürseniz, o resimler bu Manastır'ı ziyaret ettiği 1895 ile "Hayatımı nasıl değiştirebilirim, ne yapabilirim?" diye düşünmeye başladığı zaman aralığındadır. Bundan sonra, Güney Afrika'da, onun ilk aşramı (Hinduizm'de insanların bir araya gelerek ibadet ve sohbet yaptıkları yer) olan bir arazi satın aldı. Burada kentte yaşamanın tüm lükslerinden, pahalı tasarımcı kıyafetlerinden kurtuldu ve basit giysiler giyip kendi yetiştirdiği şeyleri yemeye başladı.

 

Çeviren: Özlem Dalkıran

 

17 Kasım 2005 Perşembe günü Açık Radyo'da "Büyük Resim" adlı programda, big-picture.tv'nin izniyle yayınlanmıştır.

 

Ela Gandhi Mahatma Gandhi'nin torunu. Dünyaca tanınmış bir insan hakları aktivisti olan Ela Gandhi, Güney Afrika Parlamentosu eski üyesi ve halen Satyagraha dergisinin editörlüğünü yapıyor. Aynı zamanda Gandhi Kalkınma Vakfı'nın Sekreteri ve M.K. Gandhi Şiddetsizlik Enstitüsü Başkanı, Arun Gandhi'nin kız kardeşi.